Multipl Skleroz Hastalarında Beslenme!

Multipl Skleroz Hastalarında Beslenme!

Multipl Skleroz (MS), merkezi sinir sisteminin yaygın görülen, inflamatuvar (yangısal) ve sinir hücresi kılıfının kaybı ile oluşan bozukluğudur. Yorgunluk, yürüme bozuklukları, bazen kol ve/veya bacakta güçsüzlük ve uyuşma, idrar kaçırma, vücutta ağrı, depresyon ve kaygı bozuklukları gibi duygu durum bozuklukları, görme kaybı, baş dönmesi, gibi çeşitli belirtiler ile karakterizedir. Otoimmün bir hastalık olan MS’in kesin nedeni bilinmemektedir. Ancak genetik ve çevresel faktörlerin MS’in patogenezinde rol oynadığı düşünülmektedir

Dünya çapında yaklaşık olarak 3 milyon MS hastası bulunmakla birlikte Avrupa ve Amerika’da görülme sıklığı her 1000 genç yetişkinde bir iken Türkiye’de bu sıklık 1000 genç yetişkinde 0,4-1 arasında izlenmiştir. MS kadınlarda erkeklere oranla 1,5- 2 kat sık görülürken, sigara hastalık atak riskini, D vitamini düşüklüğü ise hastalık gelişme riskini yükseltir

MS hastalığının görülme sıklığı coğrafi bölgelere göre farklılıklar göstermektedir. Yapılan çalışmalarda hastalığın beyazlarda ve Avrupa kökenlilerde sık, tropikal bölgelerde daha nadir görüldüğü ortaya çıkmıştır.

Türkiye’de yapılan çalışmalarda MS’in başlangıç yaşının yaklaşık 30 olduğu ve ailesel MS görülme sıklığının %11,5 olduğu bildirilmiştir. Hastalık genellikle 20-40 yaşlarında başlayıp, hastaların bir çoğunda 10-30 yıllık bir süre içinde ciddi ve geri dönüşü olmayan nörolojik sakatlığa dönüşebilmektedir. Hastalığın nasıl seyredeceği kişiden kişiye değişmektedir. O nedenle ‘her hastanın MS hastalığı kendine özgüdür’ ve MS tedavisi kişiye özel planlanmalıdır.

MS tedavisinde hastanın şikayetlerinin başladığı atak döneminde kortizon tedavisi uygulanırken, daha sonraki takiplerde hastaya uygun, hastalık seyrini değiştiren farklı immunmodulatuar tedaviler seçilmektedir. Bu tedaviler haftanın belirli günlerinde yapılan iğne tedavilerinin dışında, günde 1 ya da 2 kez kullanılan tablet formları olduğu gibi, bu tedavilerden fayda görmeyen bazı hastalarda ayda bir ya da 6 ayda bir damardan uygulanan tedavi seçenekleri de mevcuttur. Erken ve uygun tedavi ile MS’e bağlı özürlülük durumu önemli oranda azalmaktadır

  • MS ve Beslenme arasında nasıl bir ilişki vardır?

Son zamanlarda MS tedavisinde vitamin desteği gibi tamamlayıcı tedavilerin kullanımı yapılan çalışmalar sonucunda hastaların kullandıkları ilaç tedavileri  ile birlikte gündeme gelmiştir.  Barsak mikrobiyotasını korumak ve antiinflamatuar besinlere öncelik verilmesi  MS‘in beslenme tedavisinde önemli bir yer tutmaktadır. . Lif içeriği düşük, yüksek yağ ve şeker içeren batı tarzı diyetler, barsakta zararlı bakterileri çoğaltarak tüm vücutta ve sinir hücrelerinde inflamasyonu arttırmaktadır.  Yapılan çalışmalarda da lif bakımından zengin besinlerin,lipoik asit ve D vitamini alımında arttırılmasının MS seyrini olumlu etkilediği gösterilmiştir

  • D vitamini hastalık gelişimi ve hastalığın kontrolünde önemlidir.

D vitaminin; sinir sisteminde hücre oluşumu, hücresel iletimin sağlanması ve  hücre ölümünden koruyucu etkisi olduğu bulunmuştur.  Son yıllarda  Parkinson, Alzheimer ve MS hastalıklarının patogenezleri incelendiğinde, D vitamini  seviyelerinin çevresel ve genetik olarak etkileyen faktörler olabileceği saptanmıştır.
D vitaminin bağışıklık sistemi fonksiyonlarında önemli anahtar role sahip olup MS’nin oluşumunu engelleyici immünomodülatör etkisi mevcuttur. Bu nedenle MS hastalarında kandaki D vitamini düzeylerine göre, eksiklik durumunda tedavilerine mutlaka D vitamini eklenmelidir.

  • Yeterli su tüketimi hastalıkta gelişebilecek enfeksiyon riskini azaltır.

MS hastalarının yeterli su tüketmeleri, aldıkları tedavilerin yan etkilerini azaltmak ve gelişebilecek bağırsak problemleri açısından önemlidir. Aynı zamanda bazı MS hastalarında hastalığa bağlı gelişen mesane problemleri nedeniyle artan idrar yolu enfeksiyonu riskini de azaltır.

  • MS’de beslenme hastaları varolan şikayetlerinin azalmasında etkilidir.

Yapılan çalışmalar özel herhangi beslenme şeklinin MS seyrini değiştirmediğini , ancak yorgunluk, kramplar  gibi hastalıkta görülen bazı yakınmaları azalttığını göstermiştir. Bu nedenle hastalar özel bir diyet verilmemekte, yeterli ve dengeli beslenmeleri önerilmektedir.

  • Sağlıklı beslenme yöntemleri MS hastalığında esastır.

Son dönemlerde yapılan araştırmalarda özellikle nörolojik hastalıklardan korunma ve hastalıkların kontrolünde sağlıklı beslenme yöntemleri içinde Akdeniz tipi beslenme ve MIND diyetine önem verilmiştir.

  • Akdeniz tipi beslenme Nedir?

Bu diyette beyaz et ve balıkla beslenmenin arttırılması, kırmızı etin en fazla haftada 2 gün tüketilmesi önerilmektedir. Her gün çiğ veya pişmiş sebze ve meyve ile birlikte zeytinyağı , düşük yağlı süt ürünleri ve fındık, badem gibi kuruyemişler tüketilecek şekilde düzenleme yapılır.

  • MIND diyeti beyin için sağlıklı olduğu düşülen 10 besinden oluşur

MIND diyeti öncellikle Alzheimer hastalığı gibi bunamaya yola açan hastalıklara karşı geliştirilmiştir. Diyette yeşil yapraklı sebzeler, böğürlengilller, tam tahıllı ürünler, deniz ürünleri, beyaz et, zeytinyağı ve kırmızı şarap yer alır.

  • Düşük yağlı diyetler hastalara önerilmez.

Yağ bedenin enerji gereksiniminde rol oynar. Ayrıca yağda eriyen A, D, E ve K vitaminlerinin emilimi için gereklidir. Düşük yağlı ve yumurta ve süt ürünlerinin olmadığı diyetlerde enerji ve vitamin eksikliğine bağlı yorgunluk, kansızlık gibi başka yakınmalar ortaya çıkabilir.

  • Atak döneminde özel beslenme var mı?

MS hastaları özellikle atak döneminde kullanılan kortizon tedavisi yan etkilerinden korunmak için o dönmede tuzsuz beslenmeli ve potasyumu arttırmak için bol meyve sebze ile beslenmelidir. Yine kalsiyum desteği için süt ve süt ürünleri, kuru baklagillerle beslenme önerilir.

Picture of Dr. Yıldız KAYA
Dr. Yıldız KAYA

Nöroloji Uzmanı

Paylaşın :

Nöroloji Uzmanı

Son Yazılar